Tahta kurusu gibiyiz. Durmadan kemiriyoruz. Aramıza karışmış işçi arıların sayısı düzeni korumaya yetmiyor. Çoğalıyoruz. Ürüyoruz. Tüketiyoruz. Kirletiyoruz. Manzaraları betonla kaplıyor, instagramın ufak karesinde dijital renklerle avunuyoruz.
Nereye kadar? Birbirimizi de yemezsek, tabiat üzerimize böcek ilacını sıkana kadar.
Biraz rakamlara bakalım. Milattan sonra 2015 yılındayız. Bunun bir de milattan öncesi var ama o kadar geriye gitmeyelim. Dünya üzerindeki nüfusumuzun 3 milyara ulaşması için tam 1960 yıl geçmiş. Ne kadar büyük zaman değil mi?
Bugün, 7 milyar insanız yeryüzünde. Neredeyse iki milenyum sürede 3 milyar olmuşken, yarım yüzyılda iki katından fazla artmışız. E buna kaynak dayanır mı? Ürün dayanır mı? Doğal olan ne kalabilir? Nasıl direnebilir?
Ben size söyleyeyim. Silah sanayi falan perde önündeki şov malzemesi. Asıl büyük kavga SU – TARIM – ENERJİ yüzüden kopacak. Belki de kopuyor.
Ve biz elimizdeki tarım arazilerini hızla imara açarak, zeytinlikleri kurban ederek, sularımızı kirleterek, büyük ve yersiz bir coşkuyla betonlaşak, kendimizden bihaber yaşayıp gidiyoruz. Buna yaşamak denirse!
Umudumuzu büyüterek ve çalışarak güzel günlere…
Armağan
30 Eylül 2015
Not: Grafiği internette araştırma yaparak oluşturdum.
engin
İnsanlar çoğaldıkca insanlık azalıyor.
Eskiden insanlar şehre yerleşirdi şimdi her zenginin kırsal alanda toprağı var toprakla uğraşmaya çalısıyor
Evet çok haklısınız gelecekde büyük savaşlar su tarım için yapılacak. Peki Türkiye bunun neresinde ?
Şimdi bakıyoruz dediğiniz gibi her yer betonlaşmış. Evet haksız bu kadar betonlaşma olmamalı pekı artan nufus nerede ıkamet edecek ?
Yani su tarım alanları konutlar için açılmamalı peki ne yapılır ? Yeni şehirler kurulmalı .
İnsanlar oralara yerleşmeli tarım alanları korunmalı . Peki ya sonra ne olacak yanı yeni şehirler de dolarsa ??
ben bu işin içinden çıkamadım size kolay gelsin 😀