Hava epey kötüydü. Yılmadık seyahate çıktık. Şanslıydık, İstanbul’dan Avrupa’ya pek çok uçuş iptal olurken Stuttgart’a rötarsız gittik. Mevsim kış, günler kısaydı. Vakit azsa çok yer göreceğim diye koşturmaya gerek yok. Bizim için önemli olan skor değil, sokaklarda yürümek, hissetmek, yeniliklerden ilham almak.
Toplu taşıma ile ulaşım çok rahat. S1 treni ile Mercedes müzesine, S6 treni ile Porsche müzesine, S2 ve S3 trenleri ile havaalanına gidebilirsiniz. Merkez istasyon Hauptbahnhof’tan diğer şehirlere de geçebilirsiniz.
Teknoloji deyince akla gelen Mercedes, Porsche, Bosch’un merkezi burada. Mütevazi kentin dev markaları. Hislerim budur.
Biz bir buçuk kısa güne neler sığdırdık? Tertemiz yollarında dolaştık, kalabalıktan eser yoktu. Pazar günü mağazalar kapalıydı. Çoluk çocuk aileler müze girişlerinde kuyruklar oluşturmuştu. Merkez meydanı ve trafiğe kapalı caddesi sakindi.
Mercedes Müzesi
Bazı markalar gerçekten büyük. Yaptıkları işler gerçekten kaliteli. Mütevazı kentin, güçlü markalarından biri Mercedes. Müzesine mutlaka gidin. İlk arabalardaki el işçiliği mi desem, dünya tarihi ile harmanladıkları sergi mi desem, hayatlarımıza dokunan hatıralar mı desem… O işçilik, o sanatsal dokunuşlar hayran bırakıyor kendine. Bir araba müzesinden çok yakın dönem insanlık tarihi müzesi diyebilirim. Toplu taşıma ile ulaşım çok rahat. S1 treni ile Mercedes müzesine gidebilirsiniz. https://www.mercedes-benz.com/en/mercedes-benz/classic/museum/
Porsche Müzesi
S6 trenine binerseniz, tam önünde iniyorsunuz. Büyük bir kampüs havasında. Markalar o kadar güçlü ve inadına mütevazı. Burada farklı olmayı ve istikrarı hissediyor insan. Bir yol tutturma, yoldan sapmama, tamah etmeme duygularını verdi bu marka bana. Güzel kurgulanmış müzede ilk modelden itibaren, her yılın arabalarını izleyebiliyor, dokunabiliyorsunuz. Bahçedeki Porsche’lardan birini kullanmanız mümkün. Müze gişesinden bilet alıp, rezervasyon yapmanız lazım. 1 saatlik sürüş için iyi bir para ödeyeceğinizi hatırlatayım. http://www.porsche.com/museum/en/
Markthalle
Kent merkezinde kapalı pazar hayal edin. Kocaman taş bina. İçerisi koridor koridor bölünmüş. Daha doğrusu tezgahlarla koridorlar oluşturulmuş. O tezgahlarda, o yemekler… Lezzetin binbir hali. Sebze, meyve, şarküteri, meze, et ve Stuttgart’ın meşhur bağlarından şaraplar. Bağırtı gürültü yok. Alışveriş yapmasanız da üst kata çıkarak, tüm alanı gören cafesinde bir kadeh şarap için. http://www.markthalle-stuttgart.de/
Abacco’s Steakhouse
Kent merkezinde, restoranların bulunduğu cadde üzerinde. Yüksek camekanlı, loş aydınlatmalı ve davetkar renkleriyle bizi çekti. Kırmızı etin cazibesi de diyebiliriz. Akşam yemeği öncesi gittiğimiz için şanslıydık, çünkü rezervasyon şart. Et sipariş ettik. İyi pişmiş olsun dedim ”zaten tabağınızda pişecek” dedi garson. Çok kısa süre sonra servisi getirdi. Tahta bir tepside granite benzeyen iki yassı taş. Ateş gibi sıcak olana eti koymuşlar. Dilimleyin istediğiniz gibi pişirin, soğuk taşa koyun dediğinde pek inanmamıştım. Fakat çok lezzetli oldu. Hem şık, hem özgün, hem lezzetli bir yemek. Kredi kartı geçiyor. https://www.abaccos-steakhouse.de/
Sushi Circle
Sushi Circle mekanında hareketli bir bant üzerinde kayan renkli tabakları görünce, vitrinden epey süre içeri bakmıştık. Ben sevmem ama Fatih’in hatırı için içeri girdik. Fix fiyata banttan dilediğini seç, dilediğin kadar ye uygulaması bitmek üzereydi. Oranın müdavimi Stuttgart’ta yaşayan Türk müşteriler sağolsun Fatih’i tanıdıkları için işletme sahibine rica ettiler de süre uzadı. Yani Almanya’da tam Türk işi oldu 🙂 Ortası açık mutfak olan alanın kenarı masa yapılmıştı. Yan yana taburelerden ikisine oturduk. Oyuncak tren gibi bant sürekli dönmekteydi. Üzerinde yemekleri taşıyarak. Ben kenarı kırmızı olan tabaklardan aldım çoğunlukla. Sushi sevmediğim ve sebzeyi tercih ettiğim için. Kırmızı tabaklar ucuz olanlar bu arada. Fix fiyat kampanyalı saat ise kaç tabak olursa olsun aynı fiyatı ödeyip çıkabilirsiniz. Normal saatlerde gittiyseniz, boş tabaklarınızla kasaya gitmeniz, hesaplatmanız lazım. Her ikisi de çok kolay. Yemeği eğlenceli hale dönüştürmek iyi fikir. http://www.sushi-circle.de/
Crepes
Sokaklarda dolaşırken, acıktınız. Tabelasında Crepes yazan ufak büfeler göreceksiniz. Sıra size gelince malzemenizi seçin. Biz biraz abarttık belki nutella ve fındıklı istedik. Çok hızlı yapıyorlar. Hatta öyle sistematik hale gelmişler ki, hiç elleri değmiyor. Ufacık büfe içinde, ufak tezgahta bile alman disiplini, alman sistematiğini görmek mümkün. Pazar günleri kapalı. Diğer günler 22.00’ye kadar açık. https://www.yelp.com/biz/cr%C3%AApes-stand-stuttgart
Sanat Müzesi
Cam bir küp şeklinde. Şehrin merkezinde. Görmeyi o kadar arzu etmeme rağmen, kısıtlı zamana herşeyi sığdırmak mümkün olmuyor. Ziyaret etmek için geldiğimizde kapanış saati olmuştu. Aklınızda olsun, pazartesi günleri kapalı. Cuma akşam 21.00, diğer günler 18.00’de kapanıyor. http://www.kunstmuseum-stuttgart.de/
Landes Müzesi
Diyelim ki benim gibi Sanat Müzesine giremediniz. Kendinizi telkin etmenin bir yolu Landes Müzesi’ni gezmek olacaktır. Süreli, süresiz sergileri dolaşabilirsiniz. Bina çok güzel, o bile yeter. Size tavsiyem asansör yerine merdivenleri kullanın. O kadar hoş ki. Geniş, ışıklı ve pencerelerden avluyu görme şansınız var. https://www.landesmuseum-stuttgart.de/
Stuttgart Sokakları
Haftasonu tatili gelince ülkemiz caddelerini, tatil yörelerini düşününce, Stuttgart bomboş geliyor insana. İstanbul’daki İstiklal caddesi gibi trafiğe kapalı, uzun bir caddesi var merkezde. Kalabalık arıyor gözleriniz, alışmışız çünkü. Tenha, sakin, gürültüsüz. Performans sanatçıları müzik ve pandomim yapıyor. Aileler çarpıyor gözüme. Müze girişlerinde kuyruk olurşturan aileler. Haftasonunu ailesiyle geçiren, üstelik bunu müze gezerek değerlendiren bir topluluk. İmreniyor insan.
***
Bu seyahatimde ilk kez anons çekerek video hazırladım. Kamera önünde tecrübeli bir kocayla geçen 19 yıl bana bir şeyler öğretmiş ama çok acemiyim. Stuttgart gezisinin verdiği ilham da bu oldu, mutluyum. İşte böyle…
Sevgi ve huzur dileklerimle,
Armağan
Ocak 2016
Gülhan Hülya Koca
Müthiş olmuş. Keyifle izledim. İyi ki gitmişsiniz ve de bizimle de paylaşmışsınız. Çok öpüyorum. Sevgiyle kalın. Bu arada yeni kitaplarınızı bekliyorum.