Yurt dışında zamanım müsaitse, şehirdeki “photo tour”ları araştırırım. İçime sinerse kayıt yaptırırım. Böylece hem fotoğraf için teknik bir gezi, hem şehri tanımak için fırsat olur. 2012 yılında Citifari firmasını bulmuştum New York’ta. Turlarının çoğuna katılmış, yeni teknikler öğrenmiş hatta orada çektiğim fotoğrafla bir yarışmaya başvurmuştum. Bloglarında okuyabilirsiniz. Bu kez ilgimi çeken SoHo Fotoğraf Turu oldu.
New York’ta sevdiğim yerler arasındadır SoHo ve NoHo. Bir günü buraya ve yakınındaki Little Italy, Chinetown, Tribeca, Greenwich Willage bölgelerine ayırdım. Özellikle SoHo ve NoHo daha sanatsal vurguları olan semtler. Binalar güzelliğini koruyor. Henüz! Bir samimiyet, bir hassasiyet yayılıyor sanki.
Anjelika sinema salonu önünde buluştuk. New York’ta yaşayan ya da benim gibi farklı ülkelerden gelmiş fotoğrafa meraklı insanlarla. Sonra Gildo geldi. Beyaz saçlarına bakılırsa bizden epey büyük ama enerjisi epey genç bir fotoğraf sanatçısı. Dünyanın değişik şehirlerinde çektiği fotoğrafları gösterdi. Bir tanesi Orhan Pamuk’un İstanbul kitabı yurt dışı baskısının kapağında duruyordu. Ne güzel bir başlangıç diye düşünüyor insan. Okyanus ötesine gel, fotoğraf turuna katıl, eğitmen uluslararası fotoğraf sanatçısı çıksın. İstanbul’dan konuşuyoruz. Teşvikiye falan biliyor. Arkadaşlarını soruyor, tanımıyorum doğal olarak, koca şehir burası. Demek ki İstanbul’da senden daha fazla arkadaşım var diye gülüyor.
Fotoğrafta detaylar, grafiklerin önemiyle başlıyor anlatmaya. Binaları, yaya geçidi şeritlerini, sarı taksileri, mavi bisikletleri, gölgeleri, fonları, kompozisyonları konuşarak, çekerek sokaklarda ilerlemeye başlıyoruz. On yedi yıldır SoHo’da yaşayan Gildo şehrin değişmeye başladığını söylüyor. İstanbul daha fena diyorum. Biliyor. Zaten bu gidişimde New York’ta da çok inşaat gördüm. Global bir sorunla karşı karşıyayız galiba. Dünya ticareti inşaat sektörü üzerinden mi dönüyor, ne oluyor anlayamıyorum! Tek katlı, bordo renkli, arada sıkışmış gibi duran bir dükkanı gösterip “Burası, rice&bean restorantıydı. Kapandı. Son geleneksel lezzetti o da bitti.” diyor.
Citifari Photo Tour
İlk kez 2012 yılında turlarına katıldım. İlk gece çekimlerimi onlarla yaptım. Central Park turunda tek kişiydim. İptal etmek akıllarından geçmedi. Katılım yetersiz diye iptal olan eğitim ve seminerlerle karşılaştığım için bu hareketi çok değerli bulmuştum. Çünkü aynı kafadayım. “Bir” az olabilir ama asla sıfır değildir diye düşünürüm. Konuya dönersem, Citifari sistemli çalışan, iletişimi aksatmayan, güvenilir bir şirket. New York’a gidenlere kesin tavsiye ederim.
Gezi planımız 2.5 saat idi. Gildo sağolsun, 3 saati biraz aştık. Citifari’ye ve kendisine sizin huzurunuzda tekrar teşekkür ederim. Dünya küçük, sanat büyük…
New York hakkında genel bir yazı yazacağım, beni merakla bekleyin olur mu? Müze, café, jazz ve bir çok tüyom olacak sizlere… Yeğenimle yani genç bir insanla gitmenin faydaları işte. Tek başıma olsam aklımdan geçmez ama genç klinik psikolog hanımefendi pek meraklıydı keyifli mekanlara. En az müzelere olduğu kadar… Bu yüzden tavsiye edeceğim yerler, lezzetler, daha önce gitmediğiniz müzeler, performans gösterileri olacak…
Sevgiyle kalın,
Armağan
Mayıs 2016
Diğer fotoğraflar:
- SoHo
2012 yılında çektiğim fotoğrafları merak ederseniz tıklayın!
Leave a Reply