SEFERİHİSAR 2014

554 337 Armağan Portakal

Seferihisar: Keşfetmek için

Yaz tatili deyince popüler mekanlar, marka butikler, şık giyim kuşam, bütün gün yatıp ayağına hizmet beklemeyi anlayanlara değil bu yazım… Araçtan indiğinde sağına soluna bakınıp burasımıymış demeyecek, iki şort üç tişörtten oluşan kıyafet çantasını odaya atıp hemen dışarı çıkacak, yollara düşecek, sokak aralarında kendine özgü hoş mekanlar bulabileceklere sesleniyorum. Yoluna hazır konmuş cıstak müzikli mekanlarda savrulmak yerine kendi rotasını yürüyüp keşifler yapacaklara, henüz bitmemiş kaldırımlar görünce morali bozulmayacak, bir köşe dönünce şirin bir yöresel yemekler yapan restaurantla mutlu olacaklara anlatıyorum.

*** *** ***

Sığacık… İzmir’den Çeşme’ye giderken otobandan ilk çıkış Seferihisar’ın küçük, deniz kenarındaki mahallesi… Bundan 10 yıl önce Fatih ve ben iki yıl yaz-kış orada yaşadık. Bir günde karar vermiş, İzmir’den taşınmamız bir kaç ayda gerçekleşmişti. Çok sakin, sessiz, 2000 nüfuslu bir yerdi. O zamanlar iki bakkal ve bir eczanesi vardı. Balık restauranları, çay bahçeleriyle, sakin, adı duyulmamış, keşfedilmemiş, balıkçı köyü idi. Bahar aylarında Seferihisar’dan Sığacık (Teos) yoluna sapınca mandalina bahçeleri arasında büyülü kokular arasından gidilirdi. Hala o koku var, mandalina bahçeleri ranta yenilmeden durduğu sürece.

Sığacık bugün değişti ve gelişti. Büyük kapasiteli marina yapıldı. Bana göre marina öyle çirkin yapıldı ki, sanki şantiye binaları gibi hatta marinakondu gibi diye açıklayabilirim. Ne bir şirinlik ne bir estetik var. Sığacık’a yakışmadı. İnşaatı yapan ve işleten firma kimse sözüm onlaradır. İki bakkal var iken koca koca süpermarketler açıldı. Restauranlar, cafeler çoğaldı. Kale içinde organik pazar kuruldu. Kalabalık arttı. Şehrin adı duyulmaya başlandı. Mahalleye canlılık geldi.

Kale içinde her pazar günü Sığacık’ın yerlisi tarafından organik pazar kuruluyor. Baklavalar, börekler, sarmalar satın alabilirsiniz. Burada amaç yerli halkın ekonomisini canlandırırken turizmi kalkındırmak. Olası fırsatçılara izin vermemek gerek, ikametgah gösterip tezgah açan şehir dışından gelenler haksızlık yaratabilir, işin ruhunu baltalayabilir. Seferihisar’ı “Cittaslow” olarak geliştirmeye çalışan ve şehrin adının duyulmasını sağlayan belediye başkanı Tunç Soyer’in kendisinden dinlediğim “Yaşayan Tatil Köyü” projesini çok beğendim. Düşünsenize yurt dışındaki bad&breakfast gibi, kale içindeki evlerin birer odasında konaklama imkanı olacak. Sabah köy kahvaltılarını hayal bile edemiyorum. Şu anda restorasyon devam ediyor. Yollar yapılıyor. Kale içindeki köy evlerinin pencere doğramaları ve panjurları tek tip yapılıyor. Sokak lambaları yenileniyor. Saksılarda çiçekler yeşeriyor. Bir kaç yıl içinde yaşayan tatil köyü gerçekleşmiş olacak.

Tabi merak ediyorsunuz bu ‘kale içi’ ne demektir? Sığacık’ta ufacık bir kale var. Coğrafi olarak öyle stratejik bir yer ki. Ufacık bir koyda Selçuklu’lardan kaldığı tahmin edilen, Osmanlı’lar zamanında etkin kullanılan bir kale. Yaz aylarında edebiyat ve kültür etkinlikleriyle halkı kucaklayan bir yer.

*** *** ***

Dyelim ki Sığacık’a geldiniz. Size her eksiği tamamlanmış bir masal diyarı vaad etmiyorum. Gelişmekte olduğu için inşaatlarla, yapımı devam eden yollarla karşılaşabilirsiniz. Bunları baştan söyleyeyim moraliniz bozulmasın diyorum. Öte yandan keşfetmek isteyen sizler için her sokağı ve her köşesi sürprizlerle dolu, muhteşem deniz manzarasıyla büyüleyici, eşsiz koyları, Teos antik şehri ve anfitiyatrosuyla kendi keşiflerinizi yapacağınız farklı bir tatil öneriyorum. Denediğim ve memnun kaldığım yerleri öneri olarak sizlerle paylaşayım.

Küçük ve şirin pansiyonlar yanında çok yıldızlı oteller, tatil köyleri konaklamak için ideal. Sığacık içinde tam marina karşısında ThreeBMarine isimli otel, bina olarak ilgi çekici değil ama işleten aileyi yakından tanıyorum. Çok kibar ve temiz insanlar.

Sığacık’a 5-6 km mesafede diğer koy olan Akarca plajında ise denize sıfır Teos Ormancı tatil köyü var. Samimi ve sempatik bir yer. Ultra tatil köyü beklentinizi karşılamaz ama denizin yanında, ağaçların içinde ister bungalov ister otel odalarında huzur içinde yaşarsınız. Geri bildirimlerinizin dikkate alındığına ve her gün yapılan bir yeniliğe şahit olursunuz.

Sığacık’ta yemek yiyebileceğiniz güzel keşifler yapabilirsiniz. En eski mekanlardan Liman balık restaurant koyda denizin dibinde. Taş ve deniz kabuğu kaplı duvarları ile sempatik.

Milos balık ve meze restaruantı bir kaç ay önce açıldı. Kale içinde, fırına ve kahveye yakın yerde. Çok şirin bir rum meyhanesi. Sahipleri servis yapıyor hatta mezeleri annesi hazırlıyor. Dükkan açılırken gelen annesi yardım edeyim diye mutfağa bir girmiş, bir daha ayrılmamış. Tanıştık, oğluma destek olmak istiyorum diyor. Güzel mezeler, güzel müzikler, huzurlu bir ortam.

Sığacık içinden Akkum’a doğru giderken orman içinde Teos Park’a uğrayın. Ege’nin çeşit çeşit yemekleri, otları menülerinde var. Sunumları çok güzel. Manzara ise orman içinden deniz. Daha ne olsun.

Sakin ve sessiz bir yer istiyorsanız Sığacık’a gelince saga sapınca Dağ restaurant var. Restore edildikten sonra mavi-beyaz keyifli renklere bürünen mekan denizin üzerinde denebilir ve koyun diğer kıyısında olduğu için Sığacık’ı karşıdan görüyorsunuz.

Çay bahçeleri içinde en sevdiğim Çelebi café. Çay da var, yemek de. Kale tarafında sıra sıra çay bahçelerinin sonunda parkın yanında, tahta sandalyeli samimi bir yer. Ayrıca, Selinda isimli yatları ile koyları gezebileceğiniz tekne turu yapıyorlar. Bağırgan müzikler olmadan güneşlenip, denize gireceğiniz, lezzetli öğle yemeğiyle karnınızı doyuracağınız bu tura katılın derim.

Buradan kaleye doğru sokağa girince solda Zeytindalı cafeye uğrayın ve yöresel ev yemeklerinden tadın mutlaka. Müşteri gibi değil de eve misafir gitmişsiniz gibi rahat edecek el üstünde tutulacaksınız.

Keşfetmeye devam ettikçe cam üreticileri, otantik kıyafetçiler, el sanatı yapanlar, köyün sakinleri ile karşılacak, sohbet edeceksiniz.

*** *** ***

Yazımın başında dediğim gibi az eşya ile huzuru aramak, kendini dinlemek, sunulan paketlerle yetinmeyip, dolaşmak, keşfetmek derdinde olanlar için Sığacık ve Seferihisar birebir. Dalış okullarına gidebilir, bisiklete binebilir ve Akarca’nın güzel spor plajında rüzgar sörfü öğrenebilirsiniz. Ve tam orada benimle de karşılaşabilirsiniz. Çünkü, windsurf yapan arkadaşlarımla birlikte olmak, merak edenlere nasıl yapılır öğretmek için Akarca plajındayız. Kışları deli gibi çalışarak yazın bir ay süremi rüzgar sörfüne ayırmak kendime verdiğim en güzel ödüllerden biridir.

*** *** ***

Eminim benim bile henüz keşfetmediğim çok şey var. Burada tatil işte bu yüzden hiç sıkıcı değil. Haydi bir sırt çantana iki şort üç tişört, mayo, havlu koy, atla gel…

Sevgiyle,

2 comments
  • Zeynep Edel
    REPLY

    Harikasınız. Yolunuz dūşerse sizi Canakkale Ezine Tavakli kõyūne bekliyorum. Sahil kõyūdūr .Yaniniza şort tişõrtte almaniza gerek yok.Orada kūçūk bir kõy evim var.Yeter ki gelin :)) Yılın 6 ayını orada geçiriyorum.Diger yarisi da yurtdışındayim.Zeytini ve peyniriyle meşhur bir yer.Biz cok organik yasiyoruz sizi de bekliyorum .Sevgilerimle
    Zeynep EDEL

Leave a Reply

Your email address will not be published.