Bu yazımı önemsiyorum. İnsanlığın başlangıcından bugüne uzanan sürecin izlerini taşıyan coğrafyada gezindim, hissettim, dinledim. Ve şimdi yazmak zamanı. Böylesi büyük bir zamanı tek yazıya sığdırdım diyecek kadar hadsiz değilim. Diyeceğim şudur “Orada gözüme takılanları, hissettiklerimi, öğrendiklerimi aktarmaya çalışacağım. Bu kadar!”
2 Kadın Anadoluda olarak başlangıç noktasından bildiriyoruz. Burada yaşamış, mühim izler bırakmış geçmişin güzel insanlarına ve buraları koruyan kollayan bugünün o güzel insanlarına, bilim insanlarına hepimiz adına gönülden teşekkür ediyoruz.
Göbeklitepe ve Karahantepe
Kronolojiyi temiz şekilde oturtalım zihnimizde:
- 1963 – İstanbul ve Chicago Üniversiteleri yüzey araştırmaları ve çakmaktaşlarının varlığı nedeniyle Göbeklitepe neolitik bölgesi bilimsel olarak saptanmış.
- 1995 – Göbeklitepe aslında 2. kere keşfedilmiş.
- 1990’lı yılların sonu – 10’dan fazla yerin varlığı yüzey araştırmalarıyla tespit edilmiş.
Karahantepe’yi keşfeden bilim insanı Prof. Dr. Bahattin Çelik’tir. Bugün kazı Başkanlığını Prof. Dr. Necmi Karul yürütmektedir.
Göbeklitepe ve Karahantepe iki farklı yer. Göbeklitepe’yi anlamak için yanındaki çağdaşlarını anlamak gerek diye Karahantepe’de kazıya başlamışlar. Ve çok isabetli bir karar olduğunu görmüşler. Toros dağlarının eteklerinde, 700-800m rakımda, Tek Tek dağlarına yakın bölgede bu alan.
İnsanlık tarihi başlıyor!
Bugüne kadar kazı bilgileri bize Karahantepe’nin Göbeklitepe’den 200-300 sene daha yeni olduğunu söylüyor. Ancak, Göbeklitepe’nin MÖ 9600’da başlamış ve 1500 sene yaşamış olduğunu, Karahantepe’nin de henüz çok ufak kısmının açılmış olduğunu düşünürsek hangisi eski, hangisi yeni konusunda kesin veri olmadığını matematiksel ve mantıksal olarak kabul etmemiz gerekir. Ziyarete açık olmayan Çakmaktepe’nin daha eskiye ait olduğu tespit edilmiş bugünkü verilerle.
Göbeklitepe’de, daha çok hayvan figürü var. Karahantepe’de ise 3 boyutlu insan figürleri ağırlıkta. T dikilitaşlar toprak altında olsa da uçları yüzeyde ve onlara dokunmak paha biçilemez. O enerjileri hissetmek!
Doğru sandığımız bilgiler çürüdü!
Her iki yerde de bildiklerimizi çürüten bir gerçek var. İnsanlar, yerleşik düzende ama hala avcı/toplayıcı. Tarım ve hayvancılık yok. Oysa biz bu keşife kadar ‘avcı/toplayıcı insanın toprağı işlemeyi ve hayvanları evcilleştirmeyi öğrendiği zaman yerleşik düzene geçtiğini‘ zannediyorduk. Bu çürüyen bir bilgi artık günümüzde.
Hem Göbeklitepe, hem de Karahantepe, üzerleri örtülmüş. Doğal yollarla değil, sistematik ve bilinçli yapılmış. Hatta Karahantepe’de büyük taş plakalar sanki tencereye kapağını kapatır gibi oturtulmuş. Yüksek T sütun taşların üzerlerine yeri belli olsun diye yine yüksek taşlar konulmuş. Ana kayadan oyulmuş yapılar var burada.
Karahantepe’de önemli yapılar var. Çapı 20m’den büyük dairesel alanla ilişkili, ana kayaya oyularak yapılmış fallus figürlerin ve onlara bakan erkek başı figürün olduğu eliptik yapı enteresan. (Benim bu yapılarla ilgili yaratıcı hikayelerim var. Başka yazıda anlatırım.) İnsanın ruhen değişim yaşadığı bir ritüel olduğu tahmin ediliyor. (Hep aynı vurguyu yapacağım, bugün keşfedilen ve ulaşılan bilgiler ışığında. Yarın ne olur, ne bulunur, hangi bilgi gelir bilemeyiz.)
Bu yapıları özellikle “Özel Yapı” olarak nitelendiriyorlar. Tapınak dersek, bu yapıların işlevi yanında yetersiz kalacağı düşünülüyor. Bu yapılar çok amaçlı yapılar olabilir. Toplanma, konuşma, dinleme, tören, dans gibi bir sürü amaca hizmet etmiş olabilir.
Karahantepe isminin hikayesi
İsimlerine gelince: Göbeklitepe zaten ismiyle bilinen bir bölge. Karahantepe ise yakın komşuları Karaali ve Uluhan bölge isimlerinden türetilmiş. Çok yakışmış bence. Ayrıca, definecileri uzun yıllar şaşırtmış. Bölgenin eski ismi Keçli (Keltepe) bilindiği için Karahantepe’yi kim sorsa köylü “yok burda öyle yer” diyerek ve kötü niyetlileri uzaklaştırmış.
Akıl, sağduyu, özveri olmasaydı? Onlar olmasaydı?
Arazinin ilk sahibi ve resmen koruyuculuk misyonuyla hareket eden ailenin oğlu İsmail ile sohbet ettik. Birlikte gezdik. Bize babasının 24 sene buraları nasıl koruduğunu anlattı. Yılan figürünü farkettikleri ânın heyecanını aktardı. Kendisiyle konuşurken ve sonra videoyu yapıp tekrar tekrar izlediğimde şunu farkettim: Ya onlar olmasaydı? Yani babası Mehmet bey gibi biri olmasaydı, Bahattin Çelik hoca olmasaydı. Akıl, sağduyu, özveri olmasaydı? Bu gezi kendilerine ne kadar minnettar olduğumuzu farketmemizi sağladı! Videoyu mutlaka izleyin! (Bu videomuz sevgili eşim ve değerli gazeteci Fatih Portakal YouTube kanalında yayınlandı.)
Güzel İZler görüyoruz insanlık adına… Umuyorum güzel İZler bırakabiliyoruz…
Armağan
18 Aralık 2022
(Gezimiz 30 Kasım/3 Aralık 2022)
Karahantepe gezimizde destek olanlar:
Turizm şirketi: @rayaturizm
Ve biz:
2 Kadın Anadoluda: @2kadinanadoluda
Banu Tozluyurt: @banutozluyurt
Leave a Reply