Berrak Sözler

1024 683 Armağan Portakal

Yürüyüş yapıyorum. Yeşillikler arasında. Cebimde anahtarlar. Ve anahtarların sesi…

Evin anahtarı, asıl anahtarlık, akbil, hatıra bir anahtarlık daha… Ne anlatıyorlar birbirlerine merak içindeyim. Koyu bir muhabbet halindeler. Durup kulak kabartsam olmuyor, sükunete bürünüyorlar. Yürüsem konuşmaya başlıyorlar ama yine de anlayamıyorum. Galiba her kafadan bir ses çıkıyor. Kim konuşuyor, kim dinliyor belli değil. Fakat benden ilham aldıkları belli. Duruyorum susuyorlar, adım attıkça lafa dalıyorlar.

Cebimde anahtar muhabbeti ile hızlı tempo yürümeye devam ederken birden seslerini duymaz oluyorum.
*** *** ***
Adımlarım minik bir havuza yaklaşıyor. Kulaklarım suyun berrak sesiyle dolmaya başlıyor. Minik havuzun, minik fıskiyesinden mavi gökyüzüne sıçrayan su damlalarının ahenkli, uyumlu, tertemiz sesi. Zihnimi açan, temizleyen, umut veren, umuda koşturan ufak su tanelerinin tatlı nefesi. Bir kakafoniden beni uzaklaştıran, kafamın içini oksijenle tazeleyen dost bir ses. Minik köşesinden dünyaya birbirini ezmeyen kelimeler, üstüste yığılmayan sözcükler yollayan güvenli bir aydınlık.
*** *** ***

Minik bir havuzdu, içimde kocaman bir ses oldu, söz oldu. Küçüktü ama temiz sesi o kadar güçlüydü ki, kakafoniyi bastırmayı bilmişti.

Ufacık bir sesti ama çok kuvvetliydi. Üstelik “kaba kuvvetli” değildi. Nazikti. Zarifti. Zor kullanmadan ruhuma akıyordu.

*** *** ***
Biz, ufacık bir havuzun, minik damlalarının yaptığını yapabiliriz. Ufak ama güçlü, zarif ve aydınlık sesler, sözler yayabiliriz. Bir damlayla başlayan ve büyüyen su halkaları gibi…Sevgiyle,

Armağan Portakal

Mayıs 2014

Leave a Reply

Your email address will not be published.