ZEYTİN

299 531 Armağan Portakal

Zeytin Hayattır!

Hayatımda ilk kez zeytin topladım. Seferihisar’da iki ablamla birlikte, elimizde plastik bidonlar ağaçların etrafında dört döndük. Yemeklik zeytinleri ellerimizle topladık. Yağ yapılacak mahsülü ehil ellere bıraktık. Yine ilk olarak yeşil zeytin kırdım. Kırk beş yaşımın eşsiz tecrübelerinden biri olarak anılarıma yerleşti.

*** *** ***

Zeytinle ilk tanışmam değil bu! Egeliyiz biz, tüm sülalem öyle. Zeytinliklerinden yağlar, zeytinler gelen akrabalarım var… Fakat ilk gerçek dokunuşum! Çünkü kendi bahçemizde, evlatlarımız yerine koyduğumuz kendi zeytin ağaçlarımızın ellerinden ilk tutuşumuz, yanaklarını ilk okşayışımız. Kocaman siyah taneleri ilk koparışımız. Dalları temizledik diye bir adım dönünce yaprakların altından gülümseyen bereket tanelerine bakıp ilk şaşırmamız. Gönlümüzde hep yeri olmuş bir aşkmış, vuslata erişimiz…

Fakir toprakların, zengin ağaçları diyorlar zeytin için. Ben bilgeliğini de ekliyorum. Yüzlerce hatta bin yıldan fazla yaşadağını bilerek. Ömrü kadar uzun zamanların hikayelerini dallarına taşıdığı için, tevazuu için. Birbirine benzemeyen farklı gövdeleriyle özgüven timsali olduğu için. Bereketi için.

2011 yılının aralık ayında fotoğraf çekmek için gittiğim Trilye çarşısında Hasan beyle tanışmıştım. Babaannesinden öğrendikleriyle ve aşkla Trilye’yi anlatırken söz zeytine gelince “Kutsal ağacın bekçisiyiz!” deyişini asla unutmam. Konuşmasını videoya çekmiştim isterseniz linki tıklayarak siz de kutsal ağaca selam vereblirsiniz. (Trilye yazımı okumak isterseniz lütfen tıklayın.)

Bu sene okuduğum “İdeon: Tanrıların Yolu” (Yazar: Orhan Bahtiyar) kitabı mekan olarak Kazdağı’nda geçiyordu. Gölgesine oturdukları, ceplerine topladıkları yeşil taneleriyle zeytin ağaçları, içimize işlemiş olacak ki ağustos ayında yazarla birlikte özel tur yaptık. Kazdağı’na, pınarlarına, ağaçlarına, bereketine, el değmemişliğine hürmet ve hayranlık duyarak döndük. Abartmadan söyleyeyim iki üç hafta dağın etkisinden sıyrılamadım. Dünyanın merkezi Kazdağı’nı okumak için lütfen linki tıklayın.

*** *** ***

2011 yılı sonunda eşime, dostuma hediye vermek için Tesadüf isimli bir kitap yayınladım. Zeytin ağacı başlıklı notumda şöyle yazmışım:

Zeytin ağacına baktığımda zaman durur benim için…

Öyle bir ağaç ki…

Sanki bir anda zaman durmuş

Her ağacın dalı belirli bir yöne gider… Zeytin ağacının ki ise her yöne…

Nereye isterse oraya uzanıyor…

Gövdesi istediği biçimde kıvrılıyor…

İşte bu yüzden, sanki zaman durmuş

Binlerce yıllık bir geçmişi taşımış ve susmuş gibi gelir bana…

Çok etkilenirim…

Kendimi başka bir boyutta gibi hissederim…

*** *** ***

Bu kutsal ağaç şimdi Fatih ve benim evlatlarımız oldu. Eli öpülesi evlatlarımız var. Henüz yaşları küçük, yüzlerce yıl sonraya bizden de anılar taşıyacak eminim. Güzel hikayeler vermek, imara açılarak katledilen hürmetli kardeşlerinin acısını unutturmak istiyoruz. Onlara korkusuz, telaşsız bir ömür, kendimize yanlarında olgunlaşacağımız bir hayat diliyoruz.

Zeytinin bereketi ve bilgeliği üzerimize olsun…

Armağan

Ekim 2014

Not: Zeytinliklerin imara açılmasını engellemek için kampanyalara destek ver: Change.org

Leave a Reply

Your email address will not be published.