Montenegro gezimizin son durağı Tivat. İlki Budva, ikincisi Kotor idi hatırlarsınız. En sakin kent, en sona kalmış. Kimse yaşamıyor gibi. Alışmışız kalabalığa, itiş kakışla öne geçmeye çalışmaya, gürültüye, bağırtıya… Montenegro sakin bir yer genel olarak. Yaya geçidinde adımınızı attığınız an arabalar duruyor. Duracağını bilsek de sola-sağa bakmayı ihmal etmiyoruz biz, ürkek ceylan gibi yola atılıyoruz. Her defasında “bak nasıl durdular” diyerek. Sanki, mühim bir olaymış gibi. Trafikte yayaya yol vermek normal olmalı ya! Neyse…
Yağmur atıştırıyordu. Bulutlar ve bu temiz damlalar Tivat’a dramatik bir hava katmıştı. Şemsiyeye gerek yoktu. Biraz ıslanmanın zararı olmaz. Yürüdük biz üç kafadar, Porto Montenegro marinasını dolaşmaya başladık.
Porto Montenegro marinası epey kalbur üstü bir yer. Rezidansları da var, lüks mağazaları da. Binalar şık tasarlanmış. Sokaklar geniş. Sokak lambaları zarif. Ağaçlar, peyzaj detaylar düşünülmüş. İnsan burada dolaşırken aklından geçiriyor “Ey insanoğlu, böyle yaşam yerleri yapabiliyorsun da niye şehirlerimiz berbat halde?” Çözemedim bu soruyu! Yaratılmış bir gerçeklik içinde, yaratılmış bir huzur ve mutlulukla dolaşmanız mümkün orada!
Montenegro’ya yerleşmek isteyen ailelerin dikkatini Tivat çekiyor. En iyi eğitim kampüsü burada. Çocuklarına iyi bir eğitim vermek isteyenlerin tercihi. 2019 yılında Avrupa Birliği’ne girmesi planlanan Montenegro’ya vizesiz gitmeniz o tarihe kadar mümkün. Tabiatın abideleştiği bu ufak ülkeyi rahatça görmek için son yıllar bence. Sosyal medyada paylaşım yaptıkça gelen yorumlardan anlıyorum ki, zaten keşfetmişsiniz. Hatta ben epey geride kalmışım. Demekki vakti, saati yeni gelmiş.
Serhan, Fatih ve ben turumuzu bitirip, Budva’ya dönerken ertesi gün Türkiye’ye yolculuğu düşünüyor, bu ufak ülkenin güzelliklerini hafızamıza kazımaya çalışıyorduk.
Kent çok sakin olunca, kısa yazmak istedim. Az olsun, öz olsun…
Sevgiyle kalın,
Aşağıda videomu izlemeyi ihmal etmeyin,
Armağan
Eylül 2017
Leave a Reply