TARSUS Tarihi, Gözlü Kule ve Nusret Mayın Gemisi

907 1024 Armağan Portakal

Öyle bir kent ki Tarsus, resmen ünlüler geçidi. Anadolu’nun kritik güzergahında yer almak böyle bir etki doğuruyor. Gerçi Anadolu’nun neresi kritik değil ki! İnanılmaz muhteşem bir ülkemiz var. Değerini bilmek herkese nasip olsun. Biz 2 Kadın Anadoluda projemiz sayesinde kent kent dolaştıkça hayranlığımız büyüyor. Tarsus rotamızı 10-12 Mayıs tarihlerinde Tourjuva organizasyonu ve bir grup tourjuvist gezgin ile birlikte gezdik. Yedik. Hissettik.

Tarsus Müzesi

Yeni bir kente vardığınızda, şehrin müzesini gezmek geniş açıdan fikir edinmenize olanak sağlar. Makro bir bakış atarsınız. Detaylar için mikro ziyaretlerle resmi tamamlarsınız. Tamamlamak lafın gelişi. Tarsus gibi derin tarihi olan kentlere dair okyanusta bir dalga hareketi kadar etkidir aldığınız. Müze çok güzel. Yüksek tavanlı ve sütunlu kapıdan girince geniş galeride ferah ferah ilerleyip gişeye ulaşıyorsunuz. Yani bu bir kaç dakikalık yolda tarihte yolculuk havasına giriyorsunuz.

Tarsus’ta geçmişin izleri 11 milyon yıl öncesine ait. Buna Geç Miyosen Devri deniyormuş. Bu zamana ait 4 dişli hortumlugil familyasına ait buluntular var. MÖ 12bin yıllarına ait avcı-toplayıcı dönem aletleri ile devam ediyorsunuz. Neolitik Çağ izlerinde ilk köy hayatına geçiş, tarım, hayvan evcilleştirme ve seramik yapımı var. Bu çağın kalıntıları Gözlükule’yi ziyaret ettik. İzlenimlerimi aşağıda okuyacaksınız.

MÖ 5500’den itibaren Kalkolitik Çağda gelişmiş köy düzeni ve ilk maden (en sevdiğim bakır) işlenmiş. Tunç çağına gelindiğinde ilk bağımsız yönetim birimleri ve bronz metal alaşımları, Anadolu’da yazı ve Hitit’ler ortaya çıkıyor.

MÖ 1200’den sonra Tarzi / Tarsus ifadesi ortaya çıkıyor. Ve gelişmişlik arttıkça yönetimler, rekabet artıyor. Dolayısıyla imparatorluklar türüyor. Asur, Pers, Syennessis krallıkları ardından paranın ortaya çıkışı. Kapitalizmin antik izleri diyelim mi buna?

Helenistik dönem (MÖ330) Büyük İskender çıkıyor sahneye. Ardından farklı egemenlikler ve derken Kleopatra – Marcus Antonius’un Tarsus’ta buluşması! Sonra Roma İmparatorluğu ve imar bayındırlık zenginliği bir dönem. Hristiyanlık için önemli Aziz Paulus’un doğduğu kent oluşu. Doğu Roma-Bizans İmparatorluğu! Dediğim gibi ünlüler geçidi! Arap akınlarının başlaması.

Anadolu Selçuklu dönemi. Haçlı seferleri. Beylikler devri. Memlüklüler, Ramazanoğulları ve beni en çok etkileyen Karaman Beyliği. Çünkü, annemin kökleri saf kan Karaman Beyliği’nden geliyor. Soyisimleri de Karaman. Dedem son saf kan Karaman beyi diyebilirim, aile soy ağacına göre. Yaşantıları, adetleri, asaletleri, gelenekleri, adalet sistemleri, zengin ama gösterişten uzak yaşamları… Osmanlı ile karşı karşıya geldiklerinde dağılmaları. Türkçeden başka konuşacak dil yoktur diyen Karaman Beyi Mehmet’in torunlarından olmak benim için ayrıca gurur. Kentte daha ziyade Ramazanoğullarından eserler var.

Osmanlı’nın hükmünün başlaması, bitmesi. En sonunda güzelim cumhuriyetimizin doğuşu. Atatürk’ün şehri ziyareti…

Seramik – Çömlekçi Çarkı

Tarsus Müzesi’nde seramik eserleri göreceksiniz. Benim en çok etkilendiğim obje “kase”dir. Çok yalın, çok basit, çok işlevsel. İnsan hayatında vazgeçilmez bir yere sahiptir. Ki ben düz tabak yerine kasede yemek yemeği aşırı çok seviyorum. (Abarttın demezseniz bir kase bir kaşık yeterli benim için. Bayılıyorum bu primitif görünen ama insanlık tarihinin değerli keşiflerine. Neyse kapa parantez) Hammaddesi kil olan seramik önceleri tamamen elde şekilendirilmiş, güneşte ya da odun ateşinde kurutularak eşya haline getirilmiş, sağlamlığı sağlanmış. Seramikçiliğin büyümesi ilerlemesi çömlekçi çarkının keşfi ile olmuş.

Gözlükule

Oldtown bölgesinde, kaldığımız otele, meşhur Amerikan Koleje, şehrin kalbine çok yakın mesafede antik bölge. MÖ 7.000’lerde Neolitik çağdan itibaren imarlaşan Gözlükule, hem Toros dağlarının önemli geçişlerinden Gülek Boğazı’na Çukurova tarafından hakim, hem de Berdan Nehri üzerinden Akdeniz’e ulaşım nedeniyle daima stratejik nokta olmuş. Burada KESİNTİSİZ YAŞAM devam etmiş, 9000 sene boyunca! Hitit Krallığı döneminde ismi Tarsa olmuş.

Fakat burayı ziyaretimiz hayal kırıklığı oldu. Kazı çalışmalarına kaynak mı yetersizdir, yoksa devlet yeterince önem vermiyor mudur bilemiyorum ama bakımsız, terk edilmiş bir havası var. Bu kadar tarihi bir alanın özensiz tel örgülerle çevrili olması. Antik alanın zarar görmesin diye üzerinin tekstil örtülerle kapatılması. Ağaçlıklı yolun bakımsız oluşu. Her yerin çöp, bira ve su şişeleriyle dolu olması! “Yazıktır, ayıptır” diyerek ayrıldık. (Şehrin yöneticilerine de iletme fırsatı yakaladık izlenimlerimizi.)

Halbuki Göbeklitepe gibi sahanın üzeri çelik konstrüksiyon ile kapatılsa, yolu temizlense, çiçekler ekilse, çöp kovaları konsa, tabelalar, aydınlatmalar yapılsa. Uzaya roket yollamıyoruz, bir antik alan teşhiri ne gerektiriyorsa yapılsın diyoruz sadece. Bakanlık duy sesimizi!

Nusret Mayın Gemisi

Duygulanarak dolaştım. İçimde bir titreşimle. Ne mübarek insanlar var tarihimizde. Onları hürmetle, rahmetle, saygıyla anmak yetmiyor. Çanakkale savaşlarının gidişatını lehimize çeviren kahramanlıklardan bir tanesi daha… Nusret Mayın Gemisi! Bu kahraman geminin başına gelen acı olaylar ve eninde sonunda hak yerini bulması!

“Dur Yolcu! Bilmeden gelip bastığın

Bu toprak, bir devrin battığı yerdir.

Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın

Bir vatan kabinin attığı yerdir.”

(Necmettin Halil Onan)

Olağanüstü etkili bu şiir karşılıyor sizi Nusret’in önünde. Nokta!

Şimdi pırıl pırıl, onarılmış gemi müzenin yaşamı film olur. Çanakkale Deniz Savaşlarında, 18 Mart sabahın ilk saatlerinde Komutan Tophaneli Hakkı Bey komutasında, Nusret son kalan mayınlarını denize bırakır. Düşman donanmasına ait Irresistible, Bouvet, Ocean gemilerini sulara gömer. Tarih değişir. Zaferimiz olur.

Bu hürmetli gemi 1955 yılında kuru yük gemisi olarak hizmet eder. Acı bir karar! Sonra ekonomik ömrü tamamlandı denir! Ne demekse bu! Kimin kararıysa! Kaderine terk edilir. Mersin limanında küskün batar, sulara gömülür. Gönüllülerce batık çıkarılır. Tekrar yüzdürülür. Müze yapılsın diye kampanyalar düzenlenir. İlgi gösterilmez ve jilet yapımı için sıraya alınır. Belediye yönetimini “Nusret, Mersin Limanında jilet olacağı günü beklerken, biz burada rahat uyuyamazdık” diyerek Nusret’i hakettiği değerle sergiye açar.

Atatürk’ün bu mektubuyla bitirmek istiyorum yazımı. Söyleyecek başka kelimem yok!

Sevgi ve saygıyla kalın,

Armağan

Mayıs 2024

*

2 Kadın Anadoluda Tarsus Rotası, 10-12 Mayıs 2024

Tourjuva organizasyonuyla

Leave a Reply

Your email address will not be published.