Memlekette güzel işler yapılıyor. Umut aşılayan bu haberleri sizlere ulaştırmak, @2kadinanadoluda olarak, Banu’yu da, beni de fazlasıyla sevindiriyor. Projemizin Eskişehir durağında 10. Uluslararası Pişmiş Toprak Sempozyumu’nu ziyaret ettik. Birbirimize hayretle bakakalmıştık, meğer ne güzel, ne nitelikli bir etkinlikmiş de haberimiz yokmuş diye. Öğrendiklerimizi size anlatalım, arşivlerde izimiz olsun diyerek başlıyorum. Yaptığımız görüşmelerin, birer sanat arşivi olduğunu da düşünüyorum.
Prof. Bilgehan Uzuner
Tepebaşı belediyesinin düzenlediği sempozyumu genel ve rakamlarla yazmıştık. Şimdi, sanatçıların fikirlerini, kendi seslerinden aktarma zamanı. Projenin sanat danışmanı Prof. Bilgehan Uzuner. 2000 yılından beri bu görevi yapıyor. Edindiğim izlenime göre gerek öğrenciler, gerek sanatçılar, gerek görevli ekipler tarafından saygı duyulan, sözüne çok değer verilen bir isim. Özgün ve azimli bir hoca, bir sanatçı. Sempozyumun, yapılan iş olarak iddialı bir proje olduğunu, dünyada pek çok etkinliğe katıldığını ama bunun eşi benzerine rastlamadığını söylüyor. Çok etkilendiğimiz bir tanımlaması var: “Dev İmece. Anadolu’ya ait sanat imecesi”. Sanat insanının kendi atölyesinde, kendi konsantrasyonuyla üretmesine inat, burada paylaşmanın zorunluluğuna dikkat çekiyor.
Serdar Tekebaşoğlu
Uzuner’in öğrencilerinden Serdar Tekebaşoğlu ile tanıştık. Önemli heykeltraşlarımızdan. İsmini daha önce duymamış olmak hayıflandırıyor insanı. Otuz yılı aşkın profesyonel hayatı var. Sıfırdan başlayan sanatçı, yeteneği keşfedilir ve doğru yönlendirilirse insanın neleri başarabileceğinin somut örneği. İlham kelimesini hoyratça tükettiğimizi söylüyor. “Entellektüel seviyemizin izdüşümüdür ilham” diyerek, bilgi ve deneyim olmadan işlerin başarılamayacağının altını çiziyor.
Özgür Kaptan
301 kişinin acısını yansıtan “Soma Kapısı” eserini parkta gördüğümüzde etkilenmiş ve sosyal medyada paylaşmıştık. Sempozyum alanındayken Banu, eserle ilgili gelen bir yorumu okuduğunda, yanımızda oturan sarışın hanım “O benim” dedi. Yani eserin sahibi Özgür Kaptan. İki yıl önce sekizincisine sanatçı olarak katıldığında, aklında baykuşlarla ilgili bir proje vardır. Soma’da maden kazası olduğunda derinden sarsılır. Tepkisini, üzüntüsünü dile getiren, üzerinde 301 baret olan, maden kapısını simgeleyen, hepimizin canını acıtan kazayı anlatan projeye dönüşür fikri. Hislerini, düşüncelerini ve tepkilerini bu eserle anlatmak ister. Zaten özellikle vurguladığı nokta sanatın bir mesajı olması gerektiği.
Nato Eristavi
Gürcistan’dan katılan Nato Eristavi, Bilgehan hoca ile Çin’de bir etkinlikte tanışmış. Çok ülke dolaşmış, çok sempozyumlara katılmış sanatçı Eskişehir’in ve sempozyumun oldukça özel olduğunu anlatıyor. Her biri eşsiz çok sayıda eserin ortaya çıkmasını, üstelik bunun da kolektif şekilde yapılmasını benzersiz buluyor. Genç, dinamik öğrenci ekiplerle çalışmayı önemsiyor. Daha önce bir asistanla hiç çalışmamış. Kendisi için muhteşem bir tecrübe. Büyük bir projeyi hep birlikte yapabiliyor olmanın hazzını yaşıyor. Geçmiş ve geleceği kapsayan bir portal düşünmüş. Heyecanla projesini anlatırken hareket ve enerjinin Türkiye için ne kadar önemli olduğunu, ilerlemek için müthiş bir potansiyele sahip olduğumuzu, ülkemize hayranlığını anlattı. Dünyanın en gelişmiş ülkesi olacağımıza inancı öyle elle tutulur hale geldi ki videoyu izlediğinizde hissedeceksiniz. Bize objektif bakanların gözüyle bizi izlemek ne kadar iyi geliyor.
Bu sempozyumu her yönüyle bir tohuma benzetiyorum. Bereketli ve aydınlık çiçeklere dönüşeceğine inanıyorum.
Sevgiyle,
Armağan
09.2016
#2kadinanadoluda gezilerimizi takip etmek için:
Leave a Reply