16 Mayısta Anıtkabir

1024 1024 Armağan Portakal

Atatürk ve ailesi hakkında söylenen yakışıksız ve hadsiz ifadeleri sosyal medyadan yazarak eleştirmek  bana yetmedi. Orada olmalıyım dedim. Yanında olursam içim dinecekti. Geçen hafta sonuna doğru biletimi aldım. Tek başıma bir hareketti bu. Atatürk’ün manevi kızı olarak, saygımı, sevgimi sunmak için Anıtkabir‘e doğru yola çıktım.

16 Mayıs, O’nun Samsun’a hareket ettiği özel bir gündü. Bize güvenerek yola çıkmıştı. Elinde maddi hiç bir kuvvet olmadan. İşte ben, bize olan güveni için yanına gitmek istedim.

Sosyal medyadan fazla duyurmadım. Toplu bir hareket değildi niyetim. Yine de okuyan, gören zarif takipçilerim beni yalnız bırakmamak için gelmişti. Kimi kucağında bebeği ile, kimi uçaktan iner inmez yetişerek, kimi öğle tatilini fırsat bilerek… Atatürk’e selamlarını söyleyen sizler. Hepsini ilettim merak etmeyin.

İçim çok huzurlu. Ankara’da Anıtkabir’de bulunduğum için. Güzel bir sabahtı. Hava ne sıcak, ne serin. Bulutlar gökyüzüne serpilmiş, Anıtkabir’in etkisini artıran bir fon yaratmıştı. Kalabalıktı. Okul gezileri çoktu. İlkokul, anaokulu seviyesi çocuklar öğretmenleriyle oradaydılar.

Yavaş yavaş geldim aslanlı yoldan. Sonra merdivenlere yaklaştım. Yine heyecanlandım. Sütunların gerisinde nöbet tutan askeri selamladım. İsmet İnönü’nün Atatürk hakkında söylediği sözlerini okudum. Diyordu ki “Hakikatte yattığı yer, Türk milletinin O’nun için aşk ve iftiharla dolu olan, kahraman ve vefalı göğsüdür.

Mozolesi önünde hatıra fotoğrafı çektirdik, Atatürk’ün manevi kızları olarak. O’nun biz kadınlara verdiği hakları ve bizden istediklerini tekrar hatırlayarak. Şöyle demişti “Kadınlarımız erkeklerden daha çok aydın, daha çok verimli, daha fazla bilgili olmaya mecburdurlar.” Milli Mücadele zamanında Sivas’ta kurulan Anadolu Kadınları Müdafaa-i Vatan Cemiyeti başkanı Melek Reşit hanımın fotoğrafını görünce insanın göğsü kabar mıyor mu?

Anıtkabir müzesinde, kurtuluş savaşı canlandırmalarını, zarif kıyafetlerini, hediye verilmiş değerli eşyalarını görebilirsiniz. Binlerce kitaptan oluşan kütüphanesini. Çocukluğunda zaten az olan harçlığının yarısını kitaba yatırdığını öğreneceksiniz. Elektronik rehberde “O kitapları okumasaydım, bu işlerin hiç birini yapamazdım” ifadesini dinlerken.

O’na karşı çok minnet borcum var. Aslında kadınlar olarak hepimizin. Müzede kadın hakları bölümündeki bilgi yazısı şöyle başlıyor: “Eski Türklerde kadınlar, erkeklerle eşit haklara sahipti. İslamiyet’in kabulüyle kadınlar, bu haklarını kaybettiler.” Bu bilgiyi, kadın haklarımızı bize cumhuriyet ile bahşedilmesini düşünmenizi istiyorum ve yorumlarınıza bırakıyorum.

Dediğim gibi Anıtkabir’i ziyaret ettiğim için çok huzurluyum. Yazımı O’nun sözleriyle bitirmek istiyorum:

Dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir Ulusunda, Anadolu köylü kadınının üstünde emek vermiş bir başka kadın topluluğu gösterilemez. Dünyada hiçbir Ulusun kadını “Ben Anadolu kadınından daha fazla çalıştım, Ulusumu kurtuluşa ve zafere götürmekte Anadolu kadını kadar gayret gösterdim” diyemez.”

Sevgi ve saygıyla,

Armağan

16 Mayıs 2017

 

 

Leave a Reply

Your email address will not be published.