Bir Kış Günü Ayvalık

1024 1024 Armağan Portakal

Kendimi bildim bileli Ayvalık’a gidiyorum. Altınova denilen sahil bölgesinde kırk yıldan daha fazla yaz geçirdim. Üniversite stajımı Ayvalık’ta yaptım. Kazandığım para ile ilk Lewi’s kotumu Ayvalık’ta aldım. Dedim ya kırk yedi yıllık hayatımın büyük bölümünde hep vardı. Bir kaç hafta önce, resmi dairelere işim düştü. Bir gün önceden gideyim de kentin kış halini yaşayayım istedim. Asuman ablamla (instagram.com/asutoper)  çıktık yola, akşamına vardık Cunda Adası’na. Bir kış günü Ayvalık gezimiz başlamış oldu.

Mesafelidir Ayvalık. Biraz soğuk, biraz ciddi. Tamah etmez. Yaz ayları dolar taşar da, havaya girmez. Bozmaz kendini, modaya uymaz. Sakindir. Kendi halinde… Çamlık’taki güzel müstakil evlerle her yıl selamlaşırsınız. Aynı yerde meşhur tostunu yersiniz. Deniz kenarında aynı kahvelerde çay içer, gevrek yer, bir parçasını balıklara atarsınız. Her yaz aynı yerden tur vapurları kalkar, şarkılı türkülü. Aynı pasaj, aynı dükkanlarıyla açıktır. Kırk yıllık hatıralar hep oralardadır. Ayvalık’ın sokaklarında. Taş kaplı yollarında. Tarihi dokusunda. Eski kiliselerinde. Yağ fabrikası bacalarında.

ayvalık

Adali Pansiyon

Nerede kalmalı diye düşünürken, aklıma arkadaşım Lale Celepoğlu geldi. Hani kitap kurdu bir kadın var ya, O. (http://laleninbahcesi.blogspot.com.tr/) Kardeşinin, Cunda Adası’nda bir pansiyonu olduğunu hatırladım. Hızlı bir telefon trafiği ile yerimiz ayarlandı. Karanlık çökmüştü. Sahildeki otoparka bıraktık arabamızı. Cunda’nın dar sokaklarında elimizle koymuş gibi bulduk Adali Pansiyon’u (http://cundaadali.com/). İki katlı, beyaz bina. Mavi kapısı, mavi panjurlarıyla tam bir ada evi. Sahibesi Zuhal hanım merdivenlerden çıkınca soldaki odayı hazırlamış. Yüksek tavanlı, eski Rum evlerini bilirsiniz. Yüksek pencereli. Akşam sokak lambasının ışığı içeri girer hani. Gece lambasına gerek olmaz. Temiz, pak bir yer. Evleri pansiyona çevirdikleri için, odalardaki banyolar ufak ama fonksiyonel. Yaz aylarında kahvaltısı çok güzel oluyormuş. Bu mevsim vermiyor. Tarihi doku, samimiyet, temizlik, klasik ahşap merdiven gıcırdaması hoşunuza gidiyorsa tavsiye ederim.

adali pansiyon

Son Vapur’da Yemek

Bu mevsimde ve akşam hangi mekanlar açıktır? Zuhal hanım, Son Vapur’u tavsiye etti. Cunda’nın ufak meydanına bakıyor. Yanyana bir kaç restorandan biri. İçeri girdik. Mekan açık, sıcak. Mezeler tekmil, taze. Tamam o zaman. Birer kadeh beyaz şarap da, iyi gider. Spesiyal tatlılarından yedik. Kahve istemedik. Nedeni basit! Sahildeki Taş Kahve’de içilecek. Ada ritüeli dışına çıkılmayacak. Öyle yaptık.

son vapur cunda adası

Kalabalık olmayınca ne güzel oluyor kentler. Taş Kahve mesela. Tavana bakacak, duvardaki kristal aynaları doyasıya inceleyecek, ahşap detaylardaki işçiliğe hayran olacak vakit buluyor insan. Boşalan sandalye avına çıkmamak başlı başına keyif zaten. Yoksa, sen çayını içerken, ayakta birilerinin senin yudumlarını sayması, hem de gözünün içine baka baka bunu yapmasının keyif neresinde? Bir zamanlar kimler yaşadı? Bu kahveden kimler geçti? Ne konuşuldu? Ne yaşandı? Merak ediyorum. Kahvesi bile görkemli bir mimariye sahip insanlık, nerden nereye koşuyor merak ediyorum!

Taksiyarhis Anıt Müzesi

Kırk yıldır gidiyorum diye böbürleniyorum ya, bu kiliseden haberim yokmuş. Böyle sürprizli bir şehir burası. Sana kendini apaçık sunmuyor, sen keşfedeceksin. Zahmet vereceksin aslında hakedeceksin. Ablam da dolaşırken keşfetmiş geçen yaz. Beni de götürdü. Restore edilmiş bir kilise. Ayvalık’ın ilk kilisesi Taksiyarhis. (http://dosim.kulturturizm.gov.tr/muze/166) 15.yy’da inşa edilmeye başlanmış ama üç farklı zamanda ilavelerle tamamlanmış deniyor.

Taksiyarhis

Bilet alarak gezebiliyorsunuz. Papazların ayin için girdikleri ufak kapıyı kullanıyorsunuz. İçerde iki ayrı bölüm var. İlki mermer kaplı. Ortada, bir masa gibi mermer var. Duvarda nişler. Burada papazlar hazırlıklarını yapıyordu sanırım. İkinci bölüm büyük salon. İşlemeli, resim süslemeleri olan, ortasında kristal avize sarkan yüksek tavanlı, halkın alındığı, törenlerin yapıldı mekan. Vaaz kürsüsü var. Kuş desenli mermer oyma koltukta oturarak ayin yönetirmiş. Avlusu da güzel.

 

Paşa Çorba Salonu

Acıktık. Ayvalık ana caddede Halkbank arkasındaki sokakta Paşa Çorba Salonu (http://www.ayvalikpasacorba.com/) vardır. Ege mutfağının lezzetleri. Ve o kadar Ege mutfağı ki, etli yemekler için menüsünde “Etli Zeytinyağlılar” yazıyor. Kelle paça çorbası içtik. Bol sarımsak, bol sirke ile. Soğukta iyi gider, şifa niyetine. Patlıcan karnıyarık desem değil, kocaman bir yemeği mideye yuvarlamasaydım iyiydi. Tatlıyı mutlaka tavsiye ettiler ve masaya çok sevdiğim kalburabastı geldi. Kıtırlığı muhteşem, kıvamı öyle. Tadı nefis.

paşa çorba salonu

Fırtına çok üzdü

Bunları yazdığımda… Henüz fırtına olmamış, hortum çamları sökmemiş, sel gelmemişti. Tahmin bile edilemezdi. Öyle sakin, öyle durgundu Ayvalık. O bir günü biz içimize sindirirken, nazar mı ettim diye düşündüm.

cunda adası

Sevgiyle kalın,

Armağan

Kasım 2016

Leave a Reply

Your email address will not be published.